Obezitede Gıda ve Beslenmenin Önemi

Günümüzde başta OBEZİTE olmak üzere,insidansı gittikçe artan KRONİK HASTALIKLAR ve ülke ekonomisine yüklenen sağlık bütçesindeki artış "GIDA ve BESLENME" konusunu en önemli sorun haline getirmiştir. Çünkü; KÖTÜ BESLENME birçok hastalığın temel nedeni olduğu gibi KİLO SORUNLARI ve OBEZİTE'nin de en önemli sebebidir.
Obezitede Gıda ve Beslenmenin Önemi

GIDA SEKTÖRÜ VE TEKNOLOJİ

Tarım ve Gıda endüstrisinde teknoloji kullanımı, insanların "geleneksel gıda üretimi ve doğal gıda tüketimi" metodlarından ayrılmasına neden olmuştur.

Gıda genetiğinde yapılan değişiklikler "o ürünün(gıdanın) içeriğindeki doğal oranların" değişimine neden olmuştur.

Özellikle üretim aşamasında kullanılan gıda teknolojisi veya diğer proseslerle ilgili nano teknoloji kullanımı HİJYEN ve SAKLAMA konusunda önemli katkı sağlamış olsa dahi, doğal gıdaların yapısal olarak değişimine neden olmuştur. Bu da bu gıdaların tüketimi ile birlikte birçok sağlık sorununun ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Doğallıktan çıkan, endüstriyel gıdaların yapısındaki değişikler sağlık açısından önemli riskler taşımaktadır.Özellikle İşlenmiş buğday ve diğer tahıllar, mısır ve patatesten elde edilen ambalajlı ürünler sadece lezzet için pazarlanmaktadır.

İçerdikleri tuz, tatlandırıcılar, şeker, raf ömrünü uzatan ve lezzet veren gıda katkı maddeleri ile doğal olmayan, palmiye yağı, margarin gibi doymuş veya trans yağ asidi içeren yağlar; metabolik bir çok hastalığın temelini atmaktadır. Lif oranı düşük glisemik indeksi yüksek hazır gıdaların tüketiminin teşvik edilmesi, reklamlar ve kampanyalarla fazlaca tüketilmesinin sağlanması, beslenme konusunda hiç bir bilgisi olmayan, kilo ve sağlık ile ilgili endişe taşımayan çocuklar ve gençlerimiz için büyük bir tehlike oluşturmaktadır.

Ayrıca bu yazı da KİLO ve SAĞLIK SORUNLARI ile ilgili gözardı edilen 2 konuya da değinmek istiyorum;

1-SOSYAL İÇİCİLİK;

Ayrıca içecek sektörü de ayrı bir sorun olarak ele alınması gereken bir konudur.

Gıdalarla birlikte alınan asitli içecekler, alkol, taze meyveden sıkılmış olsa dahi meyve suları, veya hazır meyve suları tamamen bedenimiz için gereksizdir. Sosyal ortamda  içilmesi şartmış gibi dayatılan bu içecekler sağlığımızın bozulmasına neden olmaktadır.Bu tarz içecekleri tüketmeyenler de şekerli çay-şekerli kahve, limonata tüketerek İnsülinemi'ye, insülin direncine, kilo sorunlarına, ciddi obezite ve ileri ki yaşlarda da Tip 2 Diyabet ve birçok metabolik hastalığa davetiye çıkarmaktadır.

2-SOSYAL YİYİCİLİK;

Türk kültürü ile yetişen bizler ekonomik kalkınma(alım gücünde artış) ile birlikte ikramda bulunmak için veya atıştırmalık olarak elimizin altında her an, her çeşit gıda bulundurarak öğün harici vücudumuza gereksiz ve kalitesiz gıda alımı ile kötü beslenmeye başladık. 

Öğünlerde yemek ile birlikte alkol, asitli veya şekerli içecekler, sonrasında  tatlı, pasta, kuruyemiş yiyerek; fazla miktarda gereksiz şeker tüketir olduk.

Özellikle kadınlar ev oturmalarında, sosyal etkinlik veya davetlerde sosyal olmak adına gereksiz ve yüksek şeker içerikli gıdaları fazla tüketiyor.

Gençlerimiz okul kantinlerinde veya kafelerde karnı tok olduğu halde sosyalleşmek adına veya sırf lezzet için gereksiz bir çok gıda maddesi tüketiyor.

Herhangi bir dost arkadaş ziyaretine giderken tatlı götürülmekte, özel günlerde, düğün veya bayramlarda pasta-börek.çörek-şekerleme ikram edilmektedir. Doğum günlerinde pasta kesilmesinin gelenek haline gelmesi, Ramazan Bayramı'nın ise Şeker Bayramı olarak anılması konu için en güzel örnektir.

SAĞLIKLI ZAYIFLAMA

Zayıflamak için herhangi bir yönteme başvurmadan önce, kilo almamıza neden olan sebeplere bakmalıyız.

Yaşam şeklimizi, beslenmemizi, alışkanlıklarımızı, ailemizden aldığımız mutfak kültürümüzü irdelemeliyiz.

Sebep ne olursa olsun vücudumuzda oluşan aşırı yağlanma yani kilo fazlalığının önüne geçmeliyiz.

Doktor desteği almadan, ciddi bir sağlık kontrolünden(check up) geçmeden, metabolik sorunlarımız var mı-yok mu bilmeden zayıflamaya kalkışmamalıyız. Çünkü günlük yaşantımızda normal beslenirken olduğu gibi zayıflarken de DOĞRU BESLENMEK'ten ödün vermemeliyiz. Günlük vücudumuz için gerekli olan gıda maddelerini yeterli ve dengeli almalıyız.

Elmalife Sağlıklı Yaşam Merkezlerimizde KİLO SORUNU için bize başvuran danışanlarımıza biz ciddi bir check up yaptırıyoruz, 45-50 parametre kan tahlili isteyerek mevcut sağlık durumunu gözden geçirerek metabolik değerlerine göre DOĞRU BİR BESLENME PROGRAMI uygulatıyoruz. Uyguladığımız zayıflama programlarında ise doğal ve işlenmemiş gıdalara önem veriyoruz, menülerin günlük gıda gereksinimimize göre doğal, yeterli ,dengeli ve lezzetli olmasına özen gösteriyoruz.

Geleneksel damak tadımıza uygun, tencere yemekleri, ızgaralar, fırın yemekleri, döner/İskender, Adana veya Urfa kebabı gibi geleneksel lezzetlerimiz ve geleneksel menülerimizin rahatlıkla tüketilebiliyor olmasına özen gösteriyoruz..

Yani zayıflarken de iskender veya kebap yiyebiliyorsunuz.

Zeytinyağlı sebze yemekleri, salatalar veya kızartmaları dahi rahatlıkla tüketebiliyoruz.

Ayrıca doğal unla yapılan unlu mamullerin(simit-lavaş-mantı-erişte-spagetti) ve ekmeğin rahatlıkla tüketilebildiği, mevsimine göre taze meyvelerin serbest olduğu bir beslenme modeli ile kilo verdiriyoruz.

DOĞAL YAĞLAR ZAYIFLAMAYA ENGEL DEĞİL!

Yağlı derken evet "doğal yağların tüketilmesini" öneriyoruz ve işlenmiş yağlardan uzak durulmasını tavsiye ediyoruz.

Çünkü doğal yağlar, karbonhidratların glisemik indeksini düşürerek insülinin fazla salgılanmasına ve dolayısıyla yağ sentezine(kilo almaya) engel olur.

Bugüne kadar zayıflattığımız binlerce danışanımızda yağı hiç kısmadık, doğal yağlı menülerle beslenmelerini önerdik.

A.D.E.K vitaminlerinin vücudumuz için ne kadar gerekli olduğunu ve bu vitaminlerin yeterince emilebilmesi için doğal yağların mutlak gerekli olduğunu belirtmek isterim.Yağda eriyen vitaminlerin eksikliği sonucunda oluşan hastalıklar araştırıldığında sanırım doğal yağların neden vazgeçilmez olduğu da anlaşılır.

O nedenledir ki sağlık için mutlaka doğal yağlarla hazırlanan menülerle zayıflayın veya beslenin diyoruz.

"Doğal yağlar zayıflamaya engel değil, bilakis yardımcıdır"

BESLENME EĞİTİMİ

Ülkemizde hem orta öğretim hemde Tıp Fakülteleri dahil olmak üzere üniversitelerde eğitim-öğretim görenlere gıda ve beslenme konusunda eğitim maalesef hiç verilmemektedir.

Bu en önemli eksikliktir.Bunun farkına vardıktan sonra bize başvuran danışanlarımıza önce sağlık, sonra gıda ve beslenme ile KİLO VERME konusunda eğitim vermeye başladık. 10 yıldır bunu devam ettirerek, danışanlarımızın kendi başına kilo kontrolü sağlamalarını ve kilo sorununun kesin ve kalıcı çözümünü sağladık.

Sanırım zayıflama amaçlı diğer diyet veya beslenme programlarından bir farkımız da budur diye düşünüyorum. Çünkü ömür boyu kilo ve sağlık sorunu yaşamamak için yeterli doğru bilgiye sahip olmak gerekiyor. Kesin ve kalıcı çözüm için asıl reçete de budur! 

ARA ÖĞÜN YAPMAK YANLIŞTIR 

Protein ve yağ sindirimi için geçmesi gereken süre 4 - 4,5 saat iken ara öğünlerle birlikte sunulan günde 5-6-7 defa yemek yemek bilimsel değildir, yanlıştır.

O nedenle biz günde sadece 2 veya 3 öğün öneriyoruz. Ara öğünleri de, sindirim sistemimizi sürekli aktive ettiğinden, enzim ve hormon salgısına neden olduğundan, atıştırmalıklara alıştırdığından dolayı yanlış buluyoruz.

Kalıcı olarak zayıflamak ve Doğru bir beslenme modeli edinmek için;

 "Uygulanabilirlik ve sürdürülebilirlik" önemlidir. Bir  sofrada herkes kebap yerken diyet yapan birisi sadece cevizli salata veya ligt peynirli salata yiyorsa o programın doğruluğu sorgulanmalıdır değil mi?

Evet, işte biz buna son veriyoruz ve herkes gibi yiyerek hem kilo verdiriyor hem de sağlık kazandırıyoruz.

Dr.Mustafa TÖKEN
Elmalife Zayıflama Merkezi

Whatsapp